Herkese MERHABA!!!!
Hafta sonu küçük bir İstanbul turuna çıktık ve kendimizi Ortaköy'de bulduk.Boğaz manzarasıyla hayran kaldığım,minnak kumpir dükkanlarıyla midemi zorladığım ,ara sokaklarında bulunan hediyelik eşyalarıyla,incileriyle turistlerin baş tacı olan tam anlamıyla harika bir semt gidip görülmeli fırsatınız varsa hafta sonunuzu değerlendirebileceğiniz eşssiz yerlerden.
Kendimizi Bodrum'da hissettiren boğaz kıyısındaki kafeleriyle kıpır kıpır oluyor içimiz,semtin manzarası sebebiyle her kafe çok güzel ama benim diğerlerinden ayrı tuttuğum çok beğendiğim sizler için detaylı olarak fotoğrafladığım ,sizlerinde yolunuz düştüğünde gitmenizi tavsiye ettiğim bir mekan var →''The House CAFE'' Ankara,İzmir,İstanbul hatta Azerbaycan'da bile karşılaşabileceğimiz bir mekan oluşundan adını çoğumuz duymuştur.Hemen bir kaç fotoğraf görelim sonra tekrar mekan hakkında ufak detaylara geçeriz.
Böylesine sonsuz maviliği yakalayınca sizlerde benim gibi istemsizce tatil planlarınızı yavaş yavaş kurmaya başlayacaksınız,inanın bu bile tüm dönemin yorgunluğunu hafifletmeye yetiyor,bir tarafımızda kız kulesi diğer tarafımızda boğazın bulunmasından diğer şubelerden sıyrılan eşsiz bir mekana dönüşüyor.Hele de kokteyllerimizi yudumlarken,yemeğimizi yerken boğazdan geçen binbir çeşit yatları,jetleri seyrederken kendimizi Bodrum'da hissetmemek elde değil.Eveeet eveet duyuyorum seslerinizi bencede artık hemen yaz gelsin,tatil başlasıın :))
Ortaköy'e geldiniz ama doyamadınız kalmak için bir mekan arıyorsunuz,hemen asansöre binip bir üst kata çıkıp rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz → The House Hotel Bosphorus ♥
↑ ↑ ↑
Eğer sevgilinize,eşinize bir sürpriz yapmak istiyorsanız bence çok ideal bir mekan boğazda tekne turuna çıktıktan hemen sonra The House Cafe'de muhteşem şarkılar ve manzara eşliğinde akşam yemeğinizi bitirmenin ardından kırmızı şarabınızı kapıp hotel odanıza çekilebilir,sabahta boğaz manzarası eşliğinde kahvaltınızı yapar,sevgilinizi kolunuza takar Bebek'de üç beş tur
atabilirsiniz :))
Umarım en kısa zamanda sizlerinde yolu düşer,sizlerde görüp lezzetleri tadar,muhteşem bir gün geçirirsiniz,benim The House Cafe için aklımda olanlar bu kadar unuttuğum sizin aklınıza gelen merak ettikleriniz olursa sorabilirsiniz,En kısa zamanda buluşmanız dileğiyle..
Bir sonraki postta görüşene kadar sağlıcakla ve mutlulukla kalın.
Herkese MERHABA!!!!
Bugün Bursa'da 2.si düzenlenen alışveriş festivalindeydim,eşsiz güzellikler ve tasarımları görme fırsatım oldu.Bu güzellikleri sizler için an ve an fotoğrafladım.Hemmeen biraz detayları konuşalım sonra fotoğraflarla defileyi yaşayalım.Festival Bursa Kültürpark-Club Altın Ceylan'da gerçekleşti,ilk olarak alışveriş standlarını gezdik,neler vardı,fiyatlar nasıldı [¿¿] gibi soruların oluşmuş olabileceğini düşünerek hemen cevaplıyorum.Ayakkabı,çanta,takı,hediyelik eşyalar,özel butiklerin standları hatta evlenmeyi düşünen bayanlar için çeyizlik eşyalar bile vardı.Fiyatları konusunda benim pek fikrim yok ama kulaktan duyma bilgilere bakılırsa normalin biraz altındaymış.Fakat standların bir sonraki sene daha özenle olması gerektiğini,alışveriş festivalinde yer alabilecek kadar iddalı olmadığını düşünüyorum.
Geleliiim hayran bırakan defilelere ben sadece #neslihankızılbulut defilesini izleyebildim ve fotoğraflayabildim malesef zamanım kısıtlıydı fakat #nurleventoğlu defilesinin parçalarını backstagede görme şansım oldu en az Neslihan Kızılbulut'un defilesi kadar büyüleyici parçalara sahipti.Umarım görme şansınız olur.Daha çok sizleri sıkmadan hemen defileye
geçiyorum,sizlerinde hayranlıkla izleyeceğine eminim.
Bu senenin sunucusu Bursa'nın güzeller güzeli göçmen kızı Cansu Vatansever,iki yıl önce Miss Turkey13'de tanımıştık,güzelliğiyle ve narin duruşuyla bir çoğumuzu kendine hayran bırakmıştı.Eminim ki sizlerde benim gibi düşünüyorsunuz artık ekranlarda da görmemizin vakti geldi bizler bu konuda ısrarcıyız:))Ayrıca güzel olduğu kadar yeteneklide çok yakında kendi markası olan CVA'nın defilesinide izlemeyi umuyoruz.
TEBRİKLER NESLİHAN KIZILBULUT
Herkese MERHABA!!!
Bugün 70'li yıllarda fransız erkeklerinin gözdesi olan benimde en sevdiğim retro erkek aksesuarı olan pantolon askılarıylayız.Şu güne kadar gördüğüm her yaşa ayrı bir hava katan yaşlı amcaları tonton,küçük çocukları şirin,gençleri sempatik yapan tek aksesuar olmasından, daha iyisini görene kadar erkek aksesuarlarının kralı olarak adlandırıyorum.
Erkek aksesuarı olarak nitelendirdiğim için bayanların tepkilerini duyar gibiyim bu yüzden affınıza sığınıyorum.Eğer maskülen bir tarza sahipseniz ve pantolon aksesuarınızı kombininize eklediyseniz bir erkek olarak çekiciliğin hat safhasında olduğunuzu düşünüyorum.
Geleliiiim ufak ama kaçırılmaması gereken detaylara ↓↓↓
- İlk olarak pantolon askısı taktıysak pantolonlarımızın bel ayarına dikkat etmeliyiz aksi taktirde tüm sempatikliği öldürmüş olabiliriz.
- İkinci olarak benim fikrim geniş omuza sahip olanların tercih etmesinden yana çünkü çift omuzdan inen bir aksesuar olmasından omuzlarımız olduğundan daha dar bir görünümde oluyor bu yüzden dar omuza sahipseniz tercih edilmemesini öneriyorum.
Ben kombinimde hem klasik hem botanik parçaları kullandım ammma(!) pantolon askıları büyük bir kurtarıcı olduğundan kokteyllerde yada özel gecelerde kombinimize slim fit gömlek ve papyon ekleyerek klasikleştirebiliriz.
Nerdeyse en önemli ayrıntıyı unutmuşum !!!!!!!
- Pantolon askısı kullandıysanız lütfen kemer kullanmayın,pantolon askıları her ne kadar günümüzde aksesuar olarak kullanılsada kendi işlevinide yerine getiriyor bu yüzden takıp takıştırmanın manası yok,bırakalım feminen tarzı bayanlar uygulasın,kemerlerimiz dolabımızda can bulsun :)
Sizlere bir tavsiyem olacak madem retro olan bir aksesuar üzerine konuştuk,retro parçaların hayran bırakılacak derecede güzel kullanıldığı genç kızların idölü Robert Pattinson'un baş rolde oynadığı Water for Elephants(Aşkın Büyüsü) izlemenizi tavsiye ediyorum.
Dünyanın en tatlı aksesuarı için benim doğrularım yanlışlarım bu kadar sizin aklınıza gelen olursa benide haberdar edebilirsiniz yorumlarınızı bekliyorum:)
Bir sonraki postta görüşene kadar sağlıcakla ve mutlulukla kalın .